15 Eylül 2015 Salı

Balık İzlerinin Sesi (Buket Uzuner)

En son okuduğum kitap İngilizce olunca, hayliyle bitirmem biraz zaman aldı :) İngilizce roman okudum dediğime de bakmayın, aslında Buket Uzuner’in Balık İzlerinin Sesi kitabının İngilizce basımını okudum. Neden böyle bir şey yaptınız derseniz; İngilizce kitap okumak istiyordum ve romanında fiyatı uygundu! Çünkü bütün yabancı romanların orijinal dilindeki basımları çok pahalı. Türkçesini daha uyguna okumak varken, insanın da İngilizce kitap okumak için o kadar para veresi gelmiyor açıkçası :)

Kitabın konusuna gelirsek; dünyanın dört bir yanından 88 insan, seçkin öğrenci statüsüyle, birleşmiş milletlerin gerçekleştirdiği bir programa davet edilirler. Bu “seçkin” öğrenciler, yaptıkları, fikirleri veya sanatları ile normal insanlardan farklıdırlar, bir nevi dahilik ile delilik çizgisinde yer alırlar yada toplum tarafından öyle görülürler. Ancak, önemli bir amaca hizmet edeceklerini düşünen seçkin öğrenciler, katıldıkları bu programın amacının aslında tamamen farklı olduğunu keşfederler.
Kitap için belki kısmen distopik, sonu itibari ile ütopik bir türde yer aldığını söyleyebiliriz. Ancak, distopya türünde çok kitap okuduğum için, ben bu şekilde değerlendirmemeyi tercih ediyorum. Konusu itibari ile, kısmen distopik öğeler içerebilir (belli kesim insanlara karşı dayatılan bir düzen vb.), ama bana kalırsa kesinlikle bu türde bir kitap değil.
Kitabı Türkçe basımı ile okusaydım bile, romana ait kişisel düşüncelerimin çokta değişiklik göstereceğini sanmıyorum. Kitap, gelişme bölümünü fazla uzun tutarken, sonuç bölümünü ise çok kısa tutmuş. Üstelik, sonuç bölümünde işin işine birde fantastik öğeler girmeye başlıyor.
Gelişme de güzel güzel okurken, kitabının sonunun ve tüm soruların son sayfalara bırakılması, bende sonu acele ile yazılmış izlenimi bırakır hep. Balık İzlerinin Sesi’nde de öyle oldu benim için. Kitabın sonu belki yine aynı şekilde bitebilirdi, ancak daha tatmin edici şekilde anlatılsaydı, sanırım kitabı daha çok beğenebilirdim.
Yinede, kitapta hoşuma giden şeyler yok değil. Mesela, Buket Uzuner’in, Romain Gary (Fransız yazar, yönetmen, senarist, II. Dünya Savaşı pilotu ve diplomat/vikipedi) hayranlığını fark etmemek elde değil. Çünkü, Buket Uzuner kitabının baş karakterlerinden biri olarak bizzat Romain Gary’i seçmiş, kendi hayali dünyasında hayran olduğu yazarı (karakterine yada geçmiş yaşantısına sadık kalarak) “seçkin öğrenci” lerinden biri yapmış. Buda ancak bir yazara nasip olabilecek, imrenilecek bir şey açıkçası.

İyi okumalar :)  * * *