İlk defa Haruki Murakami’nin bir kitabını okuyorum, o
yüzden kitaba başlarken baya heyecanlıydım. Çünkü en sevdiğim şeylerden biri
de, yeni yazarlar keşfetmek. Hele de yeni keşfettiğim yazarı çok beğenirsem ve
daha okunacak bir sürü kitabı da varsa, tadından yenmez :)
Roman iki farklı dünyada geçiyor. Kitabın isminden de
anlaşılacağı üzere biri Haşlanmış Harikalar Diyarı yani yaşadığımız dünya,
diğeri ise Dünyanın Sonu. Kitap, bir bölüm Haşlanmış Harikalar Diyarı, bir
bölüm Dünyanın Sonu şeklinde sıra ile ilerliyor. Haşlanmış Harikalar Diyarı,
bilimkurgu romanı havasında (değişik teknolojiler, buluşlar vs.), Dünyanın Sonu
ise fantastik, mistik bir roman gibi ilerliyor. En azından bende bıraktığı
izlenim o yönde oldu.
Haşlanmış Harikalar Diyarı diye geçen bölümde bir hesap
uzmanı kahramanımız var. Bu hesap uzmanımız, bilgisayarlardan bilgi çalarak
karaborsada satan şifrecilere karşı, bilgilerin korunmasına yönelik çalışmalar
yapan bir şirkette, kısacası verileri çalınamayacak hale getirmekle ilgili bir
iş yapmakta. Bir gün kahramanımız, ses bilimi, bilinç vs. gibi bir çok farklı
konuda çok önemli ve gizli araştırmalar yapan bir profesörün verilerini şifrecilerden
saklama görevini üstlenirken, başına anlam veremediği bir çok olay geliyor ve
aslında habersizce en başından beri içinde olduğu olaylara, balıklama dalıveriyor.
Dünyanın sonunda ise, geçmişini hatırlamayan,
gölgesinden koparılmış, dünyanın sonundaki bu şehirde yasamaya alışmayan çalışan,
eski rüyaları okuyan, ama bunun dahi ne anlama geldiğini bilmeyen, kafası
karışık, şehir ve bu dünyanın sonunu çözmeye çalışan bir Rüya Okuyucumuz var.
Kısacası, Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu’nda,
bu iki farklı dünyada geçen, iki farklı, ama özünde bir biri ile derinden bağlantılı
iki öykü okuyoruz. Yukarıda da bahsettiğim gibi bu bölümler sıra ile
ilerliyor. Açıkçası bunu çok beğendim, çünkü böylelikle hem bir diğer hikâyedeki
olayları unutmamış oluyorsunuz, hem de iki farklı şey anlatıldığından, iki kere
heyecanlanıyor, iki kere meraklanıyorsunuz. İlk önce, Haşlanmış Harikalar
Diyarı’nda, Dünyanın Sonu’nun neresi olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz; bunu
öğrendikten sonra ise, Rüya Okuyucu kahramanımızın Dünyanın Sonu’nda vereceği
kararı merakla bekliyoruz, çünkü aslında romanın özü ona dayanıyor.
Yani, anlayacağınız üzere, ben kitabı çok beğendim.
Başından sonuna kadar gerçekten çok güzel bir roman. Evet, biraz sıkıldığım yerler
oldu, ama bu da sanırım sayfalarca olayın karanlıkta geçmesinden
kaynaklanıyordu. Ama o kadar, kitap hakkında başka söyleyebileceğim olumsuz bir
şey yok. O yüzden, herkese kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap. Ve
yazımın başında da söylediğim gibi, yeni bir yazar keşfetmekten, ve bu yazarın
da daha okunacak bir çok kitabı olduğu için mutluyum ! :)
Not: Japonların geleneklerine bağlı insanlar olduğunu
düşünürsek, romanı okuyunca, yazar için yapılan modernist sıfatının doğru
olduğunu düşündüm. Demek istediğim, şehir, araba vs. isimleri değiştirirsek, pekâlâ
romanımız Amerika’da da geçiyor olabilirdi. (Bu arada romandaki kahramanların
bir ismi de yok. Bundan dolayı, romandaki hiçbir kahraman gözümde Japon olarak
canlanmadı.) Ama sonuçta, kendi ülkesinde eleştirilse de, demek ki yazarın
tarzı bu; içkiyi ve Amerikan müziklerini çok seviyor.
İyi okumalar ! :) * * * * *
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder