Yekta Kopan, tv programlarını
(şuaralar sanırım yayında olan programı yok), Radikal’deki köşe yazılarını ve
sosyal medya hesaplarını takip ettiğim bir insan. Ancak, şimdiye kadar hiçbir kitabını
okumamıştım. Bir yerden başlamak gerek diye, temmuzun son günlerinde Aile Bahçesi
kitabını okumaya başladım.
Kitap, 142 sayfa olunca, daha
okumaya başlamadan kitabın gözümdeki yeri roman değil de, biraz uzun tutulmuş
öykü oldu. Hatta ben bunu 2 günde bitiririm diye endişelenerek, azar azar
okumaya karar verdim.
Kitabımız, artık
olgun bir kadın olan Müzeyyen ve onun çocukluk travmaları hakkında diyebiliriz.
Müzeyyen, hayata karşı iyi duygular beslemeyen, annesinin ölümünden sorumlu
tuttuğu kız kardeşinden nefret eden, babası ile sorunlu ilişkileri olan bir
kadın. Babasının rahatsızlığından ötürü, çocukluğunun geçtiği yazlığa geri
dönmek zorunda kalması ile, biz de Müzeyyen’in çocukluk yıllarına geri
dönüyoruz.
Kitap kendini kolay
okutturan sade ve yalın bir dile sahip. Sizi
yormuyor. İsteseniz ve vaktiniz varsa bir günde bile bitirebileceğiniz bir
kitap. Ben kitaba başta da söylediğim gibi uzun bir öykü şeklinde yaklaştım.
Yoksa bir roman olarak düşünsem, muhtemelen aradığımı bulamazdım. Ancak, bu
yalın dil hoşuma gittiği için, ileride tekrar Yekta Kopan’ın bir kitabını daha
okuyabilirim, ama tercihim roman değil yazarın öykü kitaplarından beri olur.
İyi okumalar ! * * *
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder