6 Ekim 2015 Salı

Kardeşimin Hikayesi (Zülfü Livaneli)

Ekim ayına, Franz Kafka’nın Dönüşüm kitabından sonra, Zülfü Livaneli ile devam etmek istedim. Daha önce de Zülfü Livaneli’nin bir kaç romanını beğenerek okumuştum, ancak Leyla’nın Evi’nden bu yana kendisi ile tekrar görüşememiştik :)
Sonda söylemem gereken şeyi, en başta söyleyeyim : Ben kitabı çok beğendim. Öyle ki, nasıl olduğunu anlamdan 2 günde bitirdim kitabı. Zülfü Livaneli’nin dili, diğer kitaplarından farklı değil, Kardeşimin Hikayesi’nde. Oldukça yalın ve kendini kolay okutturuyor. Ama sanırım kitabı bu kadar çok beğenmemdeki en büyük neden, Livaneli’nin merak unsurunu çok iyi kurgulamış olması. Bunda romandaki baş karekterimiz emekli mühendis beyin katkısı da çok büyük.
Kitabın konusunda dönmek gerekirse, İstanbul'un Karadeniz kıyısındaki bir köyde bir cinayet meydana gelir, genç ve güzel Arzu hanım evinde ölü bulunur. Cinayet ile ilgili haber yapmak için köye gelen genç gazeteci kız, cinayet gecesi Arzu Hanımların evinde verilen davete katılan konuklardan biri olan Ahmet Bey ile görüşüp, bilgi almak ister. Bu vesile ile kapısını çalar. Ancak, Ahmet Bey’in ise kıza anlatacağı daha ilginç hikayeleri vardır.
Ahmet Bey, şahsına münhasır, tuhaf bir insandır. Anlattığı şeyler gazeteci kızın kafasını karıştırır. Ancak merakına yenik düşen ve iyi bir haber yakalamaya çalışan kızımız da her defasında Ahmet Bey’in kapısını tekrar çalar. Bunda da haksız sayılmaz. Çünkü, en az romandaki gazeteci kız kadar bende, Ahmet Bey’in anlattığı hikayelere kapılıp, sonu nereye varacak, anlattıkları gerçek mi yoksa kurgu mu diye meraklandım. Yukarıda da bahsettiğim gibi, roman akıcı olmasının yanı sıra, sizi o kadar merak için de bırakıyor ki, kitabı elinizden bırakmak istemiyorsunuz.
Kitabın başlarında yazarın bir türlü asıl hikayeye gelemediğini düşünmüştüm. Oysa, kitabı bitirdiğim de fark ettim ki zaten başından sonuna kadar asıl hikaye karşımda duruyormuş.
Bir kitabın girişi, gelişmesi ne kadar güzel olursa olsun, eğer sonunda benim sorulara cevap veremiyorsa, okuduğum romandan aldığım zevk de bir o kadar azalıyor. Ancak, Kardeşimin Hikayesi’nin sonununda çok güzel kurgulandığını (ne kadar sonunun öyle olabileceği bi ara aklıma gelmişse de), ve kafamdaki tüm çelişkilere ve sorulara çok güzel yanıt verdiğini de belirtmek istiyorum.
Yani işin özü, Kardeşimin Hikayesi’ni ben çok beğendim. Hatta belki de okuduğum romanları arasında, Zülfü Livaneli’nin en çok beğendiğim kitabı bile olabilir. Öyle ki, bu romanı, film olarak izlemeyi de çok isterdim; buradan yetkililere sesleniyorum :)

İyi okumalar ! * * * * *

Kardeşimin Hikayesi 
Zülfü Livaneli
Doğan Kitap
135. Baskı
330 sayfa

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder